28 Ağustos 2012

Kalymnos.

Cumartesi günü Kalymnos'a gittim ailem ile birlikte ve bildiğiniz gibi gecikmeler oldu. Neyse Kalymnos'u ilk gördüğümde inanamadım çünkü Kos'a hiç benzemiyor, daha sakin bir ada. İlk geldiğiniz yerde bütün dükkanlar saat 12 ile 17 arası açık olmuyor, şaşırtıcı dimi. Bizde ordan otobus turuna çıktık hem gezmek için hemde adanın diğer tarafına geçmek için. St. Savvas kilisesini gezdik ilk önce ve mühteşem bir manzara vardı. Kadın anlata anlata yolu yaptık ve 2 farklı yerde denize girdik ve suyun rengi o kadar güzeldi ki girmemek mümkün değildi. Kısa kesim ve fotoğraflara göz atın ;) 


Welcome To Kalymnos.
Öncelikle Kalymnos bir sünger adasıdır yani çok sünger satılıyor.
Erkek kardeşim kafedeyken.
Fark ettim de benim hiç fotoğrafım yok o yüzden bu sefer çok çekildim, işte ben !
St. Savvas'daki manzara...

Manzara ve ben.
Annem, kardeşim ve babam yukarıya doğru çıkarken.



Kilisenin içi.


Ben, kız kardeşim Ezgi, erkek kardeşim Efe ve annem Mariane.
Cok tatlıdır benim kardeşim.
Önce yemek yedik.
 

  Sonra denize girdik:

 




Hediyelik dükkanı.

Malesef kapalıydı ama bu kafenin konsepti, dekorasyonu mühteşem.


Bye Bye Kalymnos...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder